Günlük 050522
- Başak Aksoy
- 5 May 2022
- 1 dakikada okunur

Tanıyıp tanımadığımı anlayamadığım bir şehrin bambaşka bir ucundayım. Gözlerim denize değiyor, rüzgarın esintisi ise ağaçlara ve tenime. Uzaktan biri koşarak büyük bir hevesle suya atlıyor. Bir süre kendini suyun dibinde akışa bırakıyor. Çıktığında gözleri güneşle birleşiyor ve ben pırıltısına hayran kalıyorum.
O sırada uzaklardan bir korna kulağıma çalınıyor. Biri annesine sesleniyor. Yolun hep geldiğim ama nedense ayaklarımın yola devam etmediği köşenin başından aşağıya doğru bakıyorum. Sanki bir fısıltı elleriyle sırtımdan destekliyor beni yola, yolda yürümeye.
Ayaklarım sanki sandığımın aksine aşinası buraların yollar sanki bedenime entegre... Uzaktan “hemen şurası” görünen yerler “daha çok var galiba ya” ‘ya dönüşüyor yürüdükçe. Ayaklarım zihnimden bağımsız ayrılığını ilan edip isyan etmeye başlıyor fakat ben durmuyorum. Sanki vücudumun kontrolü bende değil yolda ve ben yürüdükçe bu haritada küçücük görünen adanın bambaşka bir noktasına varıyorum. Uzaktan birkaç silüet yakınlaştıkça bir grup insana dönüşüyor. Uzaktan istemsizce gözüme çarpıyor neşeleri. Herkes el ele vermiş güneşi yakalamaya çalışıyor. Arka fonda bir tıngırtı çalınıyor kulağıma. Nefes aldığımda erguvanların kokusu dört bir yanımı sarıyor.
Saatime bakıyorum.
Galiba dönüş yolu
nasılsa yarın
buradayım...
Comments